44 kere bakıldı , 1 kere indirildi
yakınında: Hüseyinli, Sakarya (Türkiye)
Aracımız Pamukova’yı geçip Hüseyinli Köyü’ne doğru yükseliyor. Bereketli toprakların üzerinden geçiyoruz. Üzüm bağları, ayva bahçeleri dört bir yanımızı sarmış vaziyette. Biraz daha yukarılarda çilek tarımı yapılıyor.
Samanlı Dağları’ndayız, Migros çalışanlarının Ercuva Yaylası’nda gerçekleştirecekleri kampa eşlik ediyoruz. Sonbaharın yoklamaya başladığı meşe ve kayın ormanları arasından kıvrılıyor yol ve çok geçmeden Ercuva’ya ulaştırıyor bizi.
Her daim yeşil göknarların çevrelediği dümdüz bir yayla burası. Adı yayla ama herhangi bir insan yerleşimi yok üzerinde. Ekip hızla kurmaya başlıyor kampı. Ateş yeri, ortak kullanım alanı derken geniş bir alana yayılıyor çadırlar. Biraz uzaklaşıp izlemek son derece keyifli bu ortamı.
Acıkan karınlar yapılan sandviçlerle doyurulur doyulmaz küçük bir yürüyüşe çıkılıyor. Yabanın izini sürüyoruz adımlarımızla. Çamurdaki izler bazen bir geyiğe oluyor bazen de bir tilkiye. Kocaoğlana ait bir şeyler bulduğumuzda daha da bir heyecanlanıyoruz. Parkuru sonuna da yetişmiş olsak Yaban Mersinlerinin tadına bakarak tamamlıyoruz. Hava kararmak üzereyken dönüyoruz kampa.
Sırada akşam yemeği hazırlıkları var. Organize bir ekip Migros. Herkes bir işin ucundan tutuyor ve böylelikle çabucak bitiyor işler. Bir taraftan köftelerin kızarırken diğer taraftan salata ve bulgur pilavının yapıldığını, semaverdeki çayın demlendiğini, ateş için odun toplandığını görebiliyorsunuz.
Yemekten sonra büyük kamp ateşinin etrafında toplanıyor herkes. Sandalyelere sırtını yaslayanların seçeneği çok bu anlarda. Koyu bir sohbet, ateşin alevleri arasında kaybolmak yada bir yıldızın kaymasını beklemek bunlar arasında... İlerleyen saatlerde uykunun çağrısı da katılıyor aralarına…
Deliksiz bir gecenin ardından sabah oluyor. Dağlar dumanlı bir güne merhaba diyor. Küçük bir ekip olarak yaptığımız çevre keşfinin ardından herkesin katılacağı bir rota belirliyoruz. Sıkı bir kahvaltının verdiği güçle bizim “Saklı Yayla” dediğimiz gözlerden ırak bir güzelliğin yolunu tutuyoruz.
Islak, yeşil çayırdaki çiğ tutmuş örümcek ağları karşılıyor bizi. Bir de buradaki ıssızlığa sığınan İspinozlar. Orman altını renklendiren çeşit çeşit mantarı da unutmamak lazım…
Kampa döndükten sonra bulutlar biraz daha yükseliyor ve toplamadan önce çadırların kuruması için küçük bir fırsat veriyor bize. Yayla ise özellikle mantar toplamak için gelenlerle kalabalıklaşmaya başlıyor. Bizde Ercuva’yı onlara bırakıp yavaş yavaş dönüş yolunu tutuyoruz. İçimizde güzel insanlarla geçirdiğimiz iki günün verdiği keyif ile…
Yorumlar